IN ITALIANO | IN TURCO |
ALL’INIZIO | BAŞLARKEN |
si | Evet |
no | Hayır |
oggi | Bugün |
ieri | Dün |
altro ieri | Evelsigün |
domani | Yarın |
dopo domani | Öbürgün |
mattino | Sabah |
mezzogiorno | Öğle |
capisco | Anlıyorum |
non capisco | Anlamıyorum |
ho capito | Anladım |
non ho capito | Anlamadım |
io so | Biliyorum |
non lo so | Bilmiyorum |
dove posso telefonare? | Nereden telefon edebilirim? |
c’è | Var |
non c’è | Yok |
va bene | Tamam |
io non parlo il turco | Ben türkçe konuşmuyorum |
io parlo inglese/ francese/ tedesco/italiano | Ben ingilizce/ fransızca /almanca / italyanca konuşuyorum |
aiuto | İmdat |
per favore mi aiuti | Lütfen bana yardım edin |
pronto | Alo |
PER ESSERE GENTILE | KİBAR KONUŞURKEN |
per favore / per cortesia | Lütfen |
grazie | Teşekkür ederim |
prego, non c’è di che | Bir şey değil |
grazie mille | Çok teşekkür ederim |
mi scusi | Özür dilerim |
permesso | Müsaade edin |
salve | Selam |
ciao | Merhaba |
come sta? | Nasılsınız? |
bene grazie, e Lei | İyiyim teşekkür ederim, ya siz? |
prego | Buyurun |
arrivederci | Yine görüşürüz |
buon giorno | Günaydın/İyi günler |
buon pomeriggio | Tünaydın |
buona sera | İyi akşamlar |
buona notte | İyi geceler |
I GIORNI | GÜNLER |
il giorno | Gün |
la notte | Gece |
la mattina | Sabah |
pomeriggio | Öğleden sonra |
La sera | Akşam |
lunedì | Pazartesi |
martedì | Salı |
mercoledì | Çarşamba |
giovedì | Perşembe |
venerdì | Cuma |
sabato | Cumartesi |
domenica | Pazar |
I MESI | AYLAR |
genniao | Ocak |
febbraio | Şubat |
marzo | Mart |
aprile | Nisan |
maggio | Mayıs |
giugno | Haziran |
luglio | Temmuz |
agosto | Ağustos |
settembre | Eylül |
ottobre | Ekim |
novembre | Kasım |
dicembre | Aralık |
I NUMERI | SAYILAR |
uno | Bir |
due | İki |
tre | Üç |
quattro | Dört |
cinque | Beş |
sei | Altı |
sette | Yedi |
otto | Sekiz |
nove | Dokuz |
dieci | On |
undici | Onbir |
dodici | Oniki |
tredici | Onüç |
quattordici | Ondört |
quindici | Onbeş |
sedici | Onaltı |
diciasette | Onyedi |
diciotto | Onsekiz |
diciannove | Ondokuz |
venti | Yirmi |
trenta | Otuz |
quaranta | Kırk |
cinquanta | Elli |
sessanta | Altmış |
settanta | Yetmiş |
ottanta | Seksen |
novanta | Doksan |
cento | Yüz |
mille | Bin |
milletrecentoquarantasei | Binüçyüzkırkaltı |
VACANZA | TATİL |
i bagagli | Valiz |
la dogana | Gümrük |
il passaporto | Pasaport |
la carta d’identità | Kimlik |
il treno | Tren |
la stazione | İstasyon |
il binario | Peron |
l’aereo | Uçak |
l’aeroporto | Havalımanı |
il facchino | Hamal |
l’autobus | Otobüs |
la fermata | Durak |
la macchina | Araba |
il tassi | Taksi |
un biglietto per Roma/il metro/l’autobus per favore | Roma/metro/otobus için bir bilet lütfen |
SULLA STRADA | YOLDA |
la strada | Yol |
l’autostrada | Otoban |
la benzina | Benzin |
disel | Dizel |
senza piombo | Kurşunsuz |
il pieno per favore | Ful doldurun lütfen |
l’olio | Yağ |
la gomma | Lastik |
rigonfiare | Şişirmek |
il guasto | Arıza |
l’uscita | Çıkış |
l’entrata | Giriş |
Ferma / ALT | Dur |
CHIEDERE L’INDIRIZZO | ADRES SORMA |
Dove si trova …. ? | … nerede? |
Come posso andare a … ? | … ‘a nasıl gidebilirim? |
è vicino ? | Yakında mı ? |
è lontano ? | Uzakta mı ? |
a destra | Sağa |
a sinistra | Sola |
diritto | Doğru (yön) |
PASEGGIANDO PER LA CİTTA’ | ŞEHİRDE GEZERKEN |
la via | Cadde |
il corso | Bulvar |
il vicolo | Kücük sokak |
la piazza | Meydan |
La piazzetta | Küçük meydan |
il parcheggio | Otopark |
English | Türkçe (Turkish) |
---|---|
Welcome | Hoş geldin (sg) Hoş geldiniz (pl/frm) |
Hello (General greeting) | Merhaba Selam İyi günler |
Hello (on phone) | Alo, Efendim |
How are you? | Nasılsınız? (frm) Nasılsın? (inf) |
Reply to ‘How are you?’ | İyiyim teşekkür ederim, siz nasılsınız (frm) İyiyim sağol, sen nasılsın (inf) |
Long time no see | Ne zamandır/kaç zamandır görüşmedik (see) Ne zamandır/kaç zamandır haber yok (hear) |
What’s your name? | İsminiz nedir? (frm) İsmin ne? (inf) Adınız ne? (frm) Adın ne? (inf) |
My name is … | İsmim … (inf/frm) Adım … (inf/frm) |
Where are you from? | Nerelisin? (inf) Nerelisiniz? (frm) |
I’m from … | …lıyım …liyim …den ..dan |
Pleased to meet you | Tanıştıǧımıza memnun oldum Memnun oldum |
Good morning (Morning greeting) |
Günaydın |
Good afternoon (Afternoon greeting) |
Tünaydın İyi günler |
Good evening (Evening greeting) |
İyi akşamlar |
Good night | İyi geceler |
Goodbye (Parting phrases) |
Hoşçakal Güle, güle |
Good luck! | İyi şanslar! |
Cheers! Good Health! (Toasts used when drinking) |
Şerefe! (to honour) Sağlığına! (sg) Sağlığınıza! (pl/frm) – to your health |
Have a nice day | İyi günler! |
Bon appetit / Have a nice meal |
Afiyet olsun! |
Bon voyage / Have a good journey |
İyi yolculuklar! Güle, güle! |
Yes | Evet |
No | Hayır |
Maybe | Belki |
I don’t know | Bilmiyorum |
I understand | Anlıyorum |
I don’t understand | Anlamıyorum Anlamadım |
Please speak more slowly | Lütfen daha yavaş konuşun |
Please say that again | Bir daha söyler misiniz? |
Please write it down | Lütfen yazınız |
Do you speak English? | İngilizce biliyor musun? (inf) İngilizce biliyor musunuz? (frm) |
Do you speak Turkish? | Türkçe biliyor musun? (inf) Türkçe biliyor musunuz? (frm) |
Yes, a little (reply to ‘Do you speak …?’) |
Çok az Türkçe biliyorum |
Speak to me in Turkish | Türkçe konuş. (inf) Türkçe konuşun. (frm) Türkçe konuşur musun? (inf) Türkçe konuşur musunuz? (frm) |
How do you say … in Turkish? | Türkçe’de … nasıl denir? |
Excuse me | İzninizle Pardon, geçebilir miyim? (to get past) Pardon, bakar mısınız? (to get attention) |
How much is this? | Ne kadar? |
Sorry | Pardon (inf) Özür dilerim (frm) |
Please | Lütfen |
Thank you | Teşekkür ederim Çok teşekkür ederim Teşekkürler Sağol Sağolun |
Reply to thank you | Bir şey değil Rica ederim |
Where’s the toilet? | Tuvalet nerede? |
This gentleman will pay for everything | Bu bey, her şeyi ödeyecek |
This lady will pay for everything | Bu hanım, her şeyi ödeyecek |
Would you like to dance with me? | Bu dansı bana lütfeder misiniz? (frm) Benimle dans eder misiniz? (inf) |
Do you come here often? | Buraya sık sık gelir misin? Buraya sık sık mı gelirsin? |
I miss you | Seni özledim Seni özlüyorum |
I love you | Seni seviyorum |
Get well soon | Geçmiş olsun |
Go away! | Git! Git buradan! |
Leave me alone! | Beni yalnız bırakın! (frm) Beni rahat bırak! (inf) |
Help! | İmdat! |
Fire! | Yangın! |
Stop! | Dur! |
Call the police! | Polis çağırın! |
Christmas and New Year greetings | İyi Noeller ve Mutlu Yıllar İyi seneler Yeni yılınız kutlu olsun (Happy New Year) Yeni yılınızı kutlar, sağlık ve başarılar dileriz (We wish you a happy, healthy and successful new year) |
Easter greetings | Paskalya bayramınız kutlu olsun |
Birthday greetings | Doğum günün kutlu olsun |
My hovercraft is full of eels Why this phrase? |
Hoverkraftım yılan balığı dolu Hoverkraftımın içi yılan balığı dolu |
One language is never enough | Bir dil asla yeterli değildir |